• " Uluyama Türk Japon Kültür Derneği "

Japon penceresinden Türk İnsanı

Japon penceresinden Türk İnsanı

Japon penceresinden Türk İnsanı

  • 28 / 07 / 2015

BİR BOY AYNASI

Geçen sene Türkiye'ye gittiğim zaman İstan­bul Boğazında Türk rehberimiz Doğan Bey’­den çok ilginç bir şey duydum.

S : Doğan Bey, bir şey sorabilir miyim ?

D : Peki buyurunuz.

S : Türkçe de Black Sea'ye Kara Deniz denir. Mediterranean Sea'ye ise Ak Deniz denir. Aca­ba neden "Ak" Deniz diye söylenir?

D : Sorunuz çok keskin. Benim cevap ver­me­den önce, Kara Denizin Kara diye söy­len­me­si­nin nedenini biliyor musunuz?

S : Evet. Öyle Sanıyorum Kara Deniz sahil­le­rinde siyah kayalar ve taşlar varmış. Deniz çok derinmiş. Ayrıca denize bakan Alman­ya'daki Schwarz Wald'a benzeyen ormanlar varmış. Bundan dolayı deniz sisli ve zaman zaman karanlık oluyormuş.

D : Öyle mi? Maalesef yanlış düşünü­yor­su­nuz. Sizin için anlatayım. Türk ataları Atlı gö­çebeydiler.

            Onlar yönleri renklerle ifade etmişler.

Mesela : kuzey yönü kara, batı yönü ak gibi. Atalarımız Mediterranean Sea'yi Ak Deniz diye ifade etmişler..

Ayrıca, Türkiye'nin güney yönünde Kızıl De­niz, doğu yönünde ise, çinde, Yeşil Deniz bu­lunur.

S : Hayret bir şey! "yön ve renk" ilk defa duydum.

            Ama bir dakika Doğan Bey. Bence Ak Deniz'e "Ak" diye söylenmesinin nedeni "Beyaz kum" olmasıdır. Japonya'da da çok gü­zel bir sahile "Beyaz kum, yeşil çam" "HA­KUSHA SEISHOU” denilir.

            Kızıl Deniz'e "Kızıl" diye söylenmesinin nedeni "Planktonun çok oluşundan dolayıdır, şimdiye kadar bu hep böyle sanılmıştır. Fakat, anlattığınız nazariye çok enteresan.

            Çok teşekkür ederim.

D : "Bir şey değil. Maalesef şimdilik bu konuyu daha iyi araştırmak çok zordur."

            O zaman eski bir Çin filozofunu ha­tır­la­dım. Japonya'ya dönünce o Çin filozofuna ait "Takvimin aslı" adlı kitabı okudum.

            O zamandan beri her gün her gece "Yön ve renk, renkler ve yönler" basımın içinde fırıl fırıl dönüyordu.

            Bu bahar bir gün evdeyken, eşim bir­denbire televizyonu açınca televizyondan "Niishiiii Taka­noohaanaaaa" diye bir ses geldi. Bende Sumo gü­reşlerini seyretmeye baş­la­dım… Te­le­viz­yon ka­me­rası   ringin üstündeki çatıyı gösteriyordu. Kare ringin her bir kö­şe­sin üstünde renkli bir püskül sarkıyordu.

            Kara, yeşil, kızıl ve ak püskül.

            “Nihayet buldum! Sonunda keşfettim!!!!" diye haykırdım.

            Milli spor olarak en çok tanınmış SUMO güreş dünyasında dört renk dört mev­sim ve dört yön açık açık gösteriliyordu.

        Bu gerçeklerine rastladığım zaman renk ile yönünün ilişkisinin Japonya'da da açıkça var olduğunu keşfettim.

      Türkiye'yi anlamamızın Japonya'yı  anla­mamız demek olduğunu keşfettim.

    Türkiye Japonlar için BÎR BOY AY­NA­SI’dır.

        Teşekkür Ederim.

        SUZUKİ Hideyo

 

 

(Tokyo Japon Türk Dostluk Derneğinin 1996 yıl 85 nolu dergisinden alınmıştır. )  

( Yukarıdaki makale Tokyo Japon-Türk Dostluk Derneği ve Tokyo Türk Büyük­el­çiliğinin ortaklaşa organize etmiş olduğu “Türkçe konuşma yarışması” ndan alınmıştır. )

Resim Galeri