• " Uluyama Türk Japon Kültür Derneği "

Japon Ruhu

Japon Ruhu

  • 19 / HAZİRAN / 2007

JAPON RUHU

"Hayattaki tek rehberin dirlik,düzenlik ve barış olsun."

ŞOTOKU Taişi(VI.YY.)

"Barış sanatlarına sahip çıkıp da savaş sanatlarını ihmal etmek nasıl yüreksizlik ise, savaş sanatlarını öğrenirken barış sanatlarına uzak kalmak da cehalettir."

HAYAŞİ Razan(1583-1657) Peace on Earth(UNESKO 1980-88)

JAPON RUHU

Japon eğitiminin felsefi temelleri, "Nihon no Kokoro" kavramına ve inancına dayanır.Nihon no Kokoro, kelime kelime türkçe'ye çevrildiğinde "japon Ruhu" yada" japonluk Ruhu" anlamına gelir.Ancak her insan'ın, bireyin ya toplumun bir ruhu olabileceğine veya ruhundan söz edilebileceğine göre,"japonluk Ruhu " nedir? Japon ruhu yada japonluk ruhu deyimi, japon insan'ı ile toplumun japonya'ya, japon varlıgına(geçmişine, bugününe ve geleceğine)duyduğu saygı,güven ve inancın simgesidir, ifadesidir. Öyle ki,Nihon no Kokoro, adeta Atatürk'ün biz Türklere seslenen ünlü "Öğün,Güven,Çalış" sözünü hatırlatır.Şu farkla ki, japon insanı,japonluğu ve japon oluşu ile daima övünmüş,onun bugününe ve geleceğine daima güvenmiş ve toplumla fert arasındaki karşılıklı ilişkinin kalıcı olması için çalışmış,bu çabasında çoğu zaman başarılıda olmuştur. Eğitimdeki sürekli başarılarının sonucu olarak, japonlar, insanın değişebilirliğine,eğitilebilirliğine ve gelişebilirliğine ulusca/toplumca inanmışlar, çocukları ile gençlerınıde inandırmışlardır bu ülküye.

"İnsanın değişebilirliliği" kavramı,insan varlığının, insan gücü ve emeği yani eğitimle arzu edilir yönde değiştirilebileceği anlamına gelmektedir.(Aso ve Amano 1983)Her insan , eğitim yolu ve süreci ile, toplumca istenen idael ınsan olabilir.Bu düşünce ve inanç,Edo(tokugava) Dönemi başlarında yaşamış Konfüçyüz düşünürü Nakae toju tarafından şöyle dile getirilmiş;

"Eğitimdir insanı azizi ( ermiş) yapan!"

Batı ve çin kaynaklarındaki insan ve eğitim anlayışı ile karşılaştırıldıgında, japon Eğitim felsefesindeki " Değişebilirlik" ilkesinin çok agır bastıgı görülmektedir. Çağdaş eğitim düşüncesinde yer alan ve karakter yapısının "değişmezliğini" savunan Batı kökenli eğitim görüşü japon eğitimcilerini fazlaca etkilememiştir.Japon eğitimcilerine göre Batı'nın değişmez( temel ) karakter kavramı,insanın "değişebilirliği" ilkesiyle uzlaştırılamaz. Japon düşüncesine ve inancına göre zaten eğitimle yaratılmış olan insan yine eğitimle değiştirilebilir. İnsan , eğitimle değiştirilebilir bir varlık olduguna ve bu iş toplumca yada ulusca hep birlikte yapıldıgına göre, "Nasıl bir eğitim" den önce ele alınması gereken konu " Nasıl bir insan" sorusu olmaktadır.

Küçük adaların küçük boylu insanları, eğitim sürecinin büyük gerçeğini ve önemini görmüşler, aklın yaşta değil başta oldugunu, çok yaşayanın değil çok gezenin bileceğini ve gezebilmek için de çok çalışmak gerektiğini keşfetmişlerdir.şöyle derler;

"Eğer gerçekten seviyorsan çocugunu Bırak gezsin- görsün dünyayı!"

Japon Eğitim bakanlığı 155 No?lu genelgesi: Yaşamaya saygılı olmak. Doğru olduğuna inandığı yolda hareket etmek. Doğruyu sevmek, kötülüğe ödün vermemek. Dürüst olmak, yalan söylememek. Doğru olan bir amaç için zorlukları yenmek Doğayı sevmek Düşünerek hareket etmek Sadeliği sevmek Olayları gelişigüzel değil,bilimsel düşünebilmek. Kendini ( başarılı ve güçlü yönlerini bilmek) Kendini (belirli bir sanat veya zenaat dalında )geliştirmek. Hizmet edenlere saygı göstermek Herkese eşit ve hakça davranmak Anlayışlı olmak Kendisinin veya çevresinin koyduğu koşullara uymak. Yetkiyi ,sorumlu olarak kullanmak Emeğe saygı duymak Kamu düzenine saygılı olmak ve yararı için uğraşmak Ülkesini , bilinçli sevmek, ilerlemesine çalışmak. Dünya insanlarına karşı olumlu bir yaklaşım içinde bulunmak...

Güneş tanrıçası Ameterasu'nun soyundan geldiğine inanan japon insanı ,medeniyeti kendisinin kurduğu,dünyayı yönettiği, insanlığı kurtaracağı iddaasında değildir.Belki öteki insanlar kadar yaratıcıda değildir ama iyi bir öğrenci , eşsiz bir uygulayıcıdır.Kim olursa olsun ,nerede ne zaman yaşamış olursa olsun, herkesten birşeyler öğrenebileceğine inanır.Onları arar, sorar, bulur ,seçer,öğrenir; bilip öğrendiklerini başarıyla uygulayarak geliştirmeye çalışır.Kimseden ileri olduğunu açıkça söylemez;ama kimseden geri olmadığına inanır.Çoğu dünya ülkeleri Japonya?nın son yüzyıldaki mucizevi kalkınmasının sırlarını araştırırken,Reischauer(1970) ve Maraini(1971)ve Singer(1973) gibi Japon insanını yakından ve iyi tanımış kültür tarihçileri, Japonya'nın daima çağdaşlığı yaşayan(kimseden geri kalmamış) bir ülke olduğu tezini savunmuşlardır.Maraini(1971) daha ileri gider,Japonya tarih öncesinden beri çağdaş bir ülke olmuştur der.

Japon insanı ve toplumu, hayattaki veya dünyadaki çokluğu, çoğulculuğu görecek kadar gerçekçi, bu çokluğun gerektirdiği birliği kurup koruyacak kadar bilgedir.Kurumlar,çıkarlar ve inançlar açısından nice bölünse de , Japonluk çatısı altında birleşip anlaşmaktan yanadır.Kocaman bir ulus çatısı altında çatışma ne kadar kaçınılmazsa uzlaşmada onca gereklidir, zorunludur.

Hayattaki kaçınılmaz karşıtlıklar ve uzlaşmalar için yapılmış olan bu gözlemler, savaş ve barış için aynı derecede geçerlidir.Savaştan kaçmayı yüreksizlik (korkaklık) olarak gören Razan(1583-1657) barış sanatlarına uzak kalmayı da  cehalet olarak yorumlamıştır..

Sensei kavramı:

Yaşayan her canlı değerlidir, kutsaldır.Öğretmen ise sıradan bir işçi( ücretli ,memur ,maaşçı) değil, saygın sayılan, sayılması gereken yüksek bir sanatçıdır. Japon dili ve Kültürü bu saygısını Sensei kavramı ile ifade eder. Sensei, yerine ve durumuna göre, doktor, hakim, bilge,usta,üstad ve de öğretmen anlamlarına gelir.Türkçe deki Hoca ve Hocam kavramları belkide Sensei  ye daha yakındır.Ancak, öğretmenle eş anlamlı meslekler ve ustalıklar, öğretmenin toplumdaki yeri ve değeri hakkında iyi bir fikir verebilir.Anaokulu öğretmenide üniversite öğretim üyeside ,mahallenin (hat) yazı ustasıda Sensei'dir.

Eğitim her ne kadar toplumsal bir süreç ise de, öğrenme bireysel bir iş / kazanç edinmedir.Bireyin bunu başarıyla gerçekleştirebilmesi için öğretmeniyle dialog kurması gerekir,şarttır.Çocuk, ailede kurduğu bu dialoğu, okulda öğretmeniyle, hayatta kendine seçtiği ustası ile sürdürür.Eğitim sistemi, usta çırak diyaloguna imkan saglayacak biçimde düzenlenmiştir.Her çocuk, her öğretmeniyle bu dıaloğu kuramayabilir ama çocugun her dönemde en az bir ustası olması arzu edilir.Çocuk böyle bir öğretmeni arayıp bulmaya, onunla çalışmaya teşvik edilir.

Öğretmen (Sensei) genellikle ve çoğunlukla öğrencisinden yaşlıdır.Ancak mutlaka daha yaşlı olmak zorunda değildir.Genç öğretmenlerede saygı gösterilir. Toplumdaki herkes belli konularda birbirinin öğretmeni ve öğrencisi olabilir.

Bildiğini / yapabildiğini geliştirmek:

Ancak eğitimde formunu koruması da yeterli değildir.Kişi, öğretmeninden öğrendiği ile yetmenini geçmeye, aşmaya çalışmalıdır.Bunun içinde sürekli çalışmalı,öğrenmeli, yaptığını eleştirip geliştirmelidir.

Kişi kendini geliştiremıyorsa eğer, ilerde kendisini aşacak güçlü öğrenciler yetiştirmeye çalışmalıdır.

Japon kültür tarihinde, kendılerinden güçlü sanatçılar yetiştirmekle ün yapmış öğretmenler vardır; ünlü sanatçının öğretmeni olarak anılırlar ( Fırça, yazısında, şiirde, seramik sanatında, müzikde, resimde, sporda, marangozlukta vb.)

Japon atasözü, büyük hocaların kendinden daha güçlü kişiler yetiştirdiğini söyler. Hocam, Hocam diye çevremde dönüp dönüp duruyorlar ama beni geçmeye çalıştıklarını biliyorum.Sandıkları kadar da cahil değilim. (Sensei to İvareru hodono bakade naşi)

Kaynak : Japon Dizisi

Derleyen : Nuri AKAY

e-mail: blackwhite_@hotmail.com