• " Uluyama Türk Japon Kültür Derneği "

MİYUKİ AOKİ GİRARDELLİ BURSA'ya Davet Ettik

MİYUKİ AOKİ GİRARDELLİ BURSA'ya Davet Ettik

MİYUKİ AOKİ GİRARDELLİ BURSA'ya Davet Ettik

  • 19 / TEMMUZ / 2018

Miyuki Aoki Girardelli, 19. - 20. yüzyıldaki Osmanlı, Japon ve Fransız karşılaştırması üzerine çalışan bir sanat tarihçisidir. 1970 Japonya doğumlu Aoki Girardelli,  Waseda Üniversitesi’nde lisans ve yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, 1995’te Japonya Devlet Bursunu kazanarak İstanbul Teknik Üniversitesi’nde okumak için Türkiye’ye geldi. Aynı üniversitede “Léon Parvillée: Osmanlı Modernleşmesinin Eşiğinde bir Fransız Sanatçı” adlı tezi ile  doktorasını tamamladı (2004). Post Doktora’sını İTÜ ve MIT’de yaptı. Kurguladığı sergiler arasında “Bursa’daki İlk Japon-Türk Sanayi Ortaklıkları: Gökçen Ailesi ve Kont Otani” (2010, Bursa Şehir Müzesi), “Hilâl ve Güneş: İstanbul’da Üç Japon: Yamada Torajiro, İto Chuta, Otani Kozui” (2010, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü), “Osmanlı Sarayında Japon Rüzgarı” (2013, Dolmabahçe Sanat Galerisi) var.  2015 Aralık ayında Japonya’da yayınladığı İto Chuta’nın Osmanlı İmparatorluğu gezisi üzesindeki monografik bir kitaptaki incelemeleri; gazete, dergi ve 11 farklı kitapta yer aldı. Sözkonusu kitap, Kinokuniya Humanities Books of the Year 2017’de 6. oldu. Girardelli, halen İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksek lisans ve doktora öğrencilerine ders vermekte, İtalyan eşi ve 12 yaşındaki kızı ile İstanbul’da yaşamaktadır.

ジラルデッリ・青木美由紀 経歴

ジラルデッリ・青木美由紀、19-20世紀のオスマン時代、日本とフランス様式の比較研究を行う芸術史学者。1970年日本生まれのジラルデッリ・青木は、早稲田大学と大学院を卒業した後、1995年に日本政府の奨学金を受け、イスタンブール工科大学で学ぶためトルコに滞在。同大学で“レオン パルビエ(Léon Parvillée)・オスマン帝国近代化の終焉とフランス人アーティスト”題名の論文で博士課程を修了(2004年)。イスタンブール工科大学と中東工科大学で博士後期として勤務。開催した展覧会は“ブルサで最初の、日本-トルコの宮殿の共通特徴:ギョクチェン一家と大谷光瑞”(2010年、ブルサ市美術館)、“新月と太陽:イスタンブールの3人の日本人:山田寅次郎、伊東忠太、大谷光瑞”(2010年、イスタンブール研究院)、“オスマン帝国の宮殿に日本の風”(2013年、ドルマバフチェ・アートギャラリー)等がある。 2015年12月に日本で出版された、伊東忠太のオスマン帝国の旅での単行本の研究;新聞、雑誌の他に11冊の書物で記事が掲載される。話題に上げた本は、紀伊国屋2017年度・人文学“ブック・オブ・ザ・イヤー”で第6位に入賞。ジラルデッリは、現在もイスタンブール工科大学社会科学学院で大学院修学しながら、博士号学生への講師を務めており、イタリア人配偶者(夫)と12歳の娘と共にイスタンブールで暮らしている。

建築家ミマールシナンの故郷に降り立つ 一人の日本人:建築家 伊東忠太のオスマン帝国の旅

             

建築家かつ、初代の日本建築歴史家である伊東忠太は(1867-1954)、1904-1905年の間に、世界旅行の一部として訪れたオスマン帝国に8ヵ月半滞在している。イスタンブールから始まった旅は;アンカラ、キュタヒヤ、アフィヨンカラヒサール、コンヤ、イズミール、エフェス、プリエネ(アイドゥンに建設されたギリシャ<イオニア>の町)、ギリット、イスケンデリエ、カヒーレ、ルクソール、テルアビブ、クドゥス、バールベック、シャム、ハマ、ハレプ、タールスス、イスケンデルム、アダナ、エスキシェヒル、等の都市を訪れている。

伊東忠太は、特にイスタンブールで建築家ミマールシナンの建築物を見て、現地での調査日誌に筆術を残している。建築家ミマールシナンを生んだオスマン帝国時代のトルコの土地にて、一人の日本人建築家の目を通して、彼が造り残した作品への感想を綴っていた。ミユキ・ジラルデッリさんの話は、自身のイラストと撮影した写真とともに、伊東忠太が見た、オスマントルコの悠久の時代にわたり建造された建築遺産と、ミマールシナンの故郷を見る眼差しを伝えている。また、スピーチが行われる場所がブルサであったため;伊東忠太が筆をとった、ブルサにある初期オスマン帝国時代の作品への見解や、一人の日本人としてイスラム建築についての評論や、他とは異なる特質や、建築文化を一点に集合させたブルサの特徴と、自身のハマム(公共浴場)体験についても聴衆に伝えられる。

   S:ジラルデッリ・青木美由紀さん、簡単に自己紹介していただけますか?

トルコに22年住んでいます。主人はイタリア人で12歳の娘が一人います。娘は私とは日本語で、主人とはイタリア語で話します。ですが、家で3人集まるとトルコ語を話しています。

 

S: イスタンブールで、またトルコで何が一番好きですか?

ボスポラス海峡が一番好きです。どの角度から見ても違った美しさがあり、だからこそ、とても惹かれます。それに、ブルサも好きです。ブルサに関する研究をしたフランス人について卒業論文を書いたからだと思います。

 

 

S: トルコでの生活はどんな風に始まりましたか?

これについてはきっと、幼少期を振り返ってみる必要があります。小さいときに、ある物語に影響を受けたのを思い出します。トルコを御伽の国のように想っていたのを覚えています。いつかそこに行ってみたいと思っていました。その後、東京の大学で芸術史を学びました・・・。ですが、スライド映像で見て学んだのがやっとの事。その頃はインターネットは未だ普及していなかったのです。芸術作品をスライドでだけでなく、実際に見に行くことに決めました。行き先には、パリ、イタリア、ギリシャ、そしてイスタンブールが含まれたツアーを計画しました。その時は21歳でした。

来た時にびっくりした事をお話したいのです。ヨーロッパの次にイスタンブールを訪れ、ここではアジアの雰囲気を感じました。ですが、アジアの後にイスタンブールを訪れた日本人は、全く逆に“ヨーロッパの雰囲気がある国だ”と言うのです。私は、オリエンタルな特徴があるイスタンブールでは、皆が頭を覆いベールで纏って歩く人々に出会うだろうと思いました。ところが、とてもモダンな街を見て驚きました。

            ここの人々が日本について、ある程度知識を持っていることを知りました。最初に来た時に一番多く聞かれた質問は、“侍は今何処で生活していますか?”でした。この質問にとてもびっくりしたのを覚えています。恐らく、今はこんな質問はされないですね・・・(微笑)ヨーロッパでもこれに似たような、困った質問をされた時にイラッとしたことを覚えています。ですが、自分がトルコについて質問をしたら、この様な先入観で質問するのかも知れないと考えました。そう思ってから、トルコについてもう一度考えてみました。旅の最後の日にドルマバフチェ宮殿の見学に行きました。そこでは魅了されたと同時に少し驚きました。トプカプ宮殿の伝統的な建築の後で、何故ドルマバフチェのモダンな宮殿建築に推移されたのかと興味が湧きました。壮健なスレイマニエやトプカプ宮殿があるのに、何故西洋の影響を受けた宮殿が建てられたのだろう?と不思議に思ったことを伝えたいです。心中には哀しみにも似た感情が残ったことを思い出します。私が、この変貌について本当に理解することが出来たなら、日本についても、もっと良く理解できると思っています。

大学の卒業論文で日本の西洋化と言うテーマを考えていました。日本のその時代は、オスマン時代に相当する時代でした。私は双方の国の、類似した建築作品について論文を提出することに決めました。トルコに関係する物語はこうして始ったと言えます。

MİMAR SİNAN’IN MEMLEKETİNDE BİR JAPON: MİMAR İTO CHUTA’NIN OSMANLI İMPARATORLUĞU GEZİSİ

                 Mimar ve ilk Japon mimarlık tarihçisi İto Chuta (1867-1954), 1904-1905 yıllarında dünya gezisinin bir parçası olarak geldiği Osmanlı İmparatorluğu’nda sekiz buçuk ay kalmıştır. İstanbul’dan başlayan gezi; Ankara, Kütahya, Afyonkarahisar, Konya, İzmir, Efes, Priene (Aydın’da kurulu bir İyon şehri), Girit, İskenderiye, Kahire, Luxor, Tel Aviv, Kudüs, Baalbek, Şam, Hama, Halep, Tarsus, İskenderun, Adana, Eskişehir’de devam etmiştir.

İto Chuta, özellikle İstanbul’da Mimar Sinan’ın eserlerini görerek saha defterlerine notlar düşmüştür. Mimar Sinan’ı besleyen Osmanlı topraklarında, bir Japon mimar olarak onun ayakta kalan eserleriyle ilgili izlenimlerini aktarmıştır. Miyuki Girardelli konuşmasında, kendi çizimi ve çektiği fotoğrafları eşliğinde İto Chuta’nın Osmanlı İmparatorluğunda bulunan birçok döneme ait mimari mirası ve Mimar Sinan’ın memleketine bakışını anlatacaktır. Ayrıca, konuşmanın yapılacağı yer Bursa olduğundan; İto Chuta’nın kaleme aldığı Bursa’daki erken Osmanlı eserlerine bakışı, bir Japon mimarı olarak İslam mimarisi üzerine ilk yorumlar, farklı üsluplar ve mimari kültürleri bir arada yaşatan Bursa’nın karakteri ve kendisinin hamam tecrübesi de dinleyenlere aktarılacaktır.  

                S : Sayın Miyuki Aoki Girardelli, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

22 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. Eşim İtalyan ve 12 yaşında bir kızımız var. Kızım benimle Japonca, eşimle İtalyanca konuşuyor. Ama üçümüz bir araya gelince evde ortak dil Türkçe.

S: İstanbul’da ve Türkiye’de en çok nereyi seviyorsunuz?

Herhalde Boğaz’ı seviyorum. Nereden baksanız farklı bir güzellik görüyorsunuz, sanırım o yüzden çok seviyorum. Bursa’yı da seviyorum . Bitirme tezimi Bursa ile ilgili araştırmalar yapan bir Fransız üzerine hazırlamıştım.

S: Türkiye ile ilgili maceranız nasıl başladı?

Sanırım bunun için çocukluğuma inmek gerekiyor. Ufakken bir hikayeden etkilendiğimi hatırlıyorum. Masallar ülkesi gibi bir yer olarak düşünüyordum Türkiye’yi… Sonrasında yirmili yaşlarda İstanbul ilgimi çekmeye başladı. Kelime olarak İstanbul bana çok gizemli geliyordu. Günün birinde oraya gitmek için hayaller kuruyordum. Sonrasında Tokyo’da üniversitede Sanat Tarihi okudum… Ama sadece slaytlardan öğrenim görebiliyorduk. Henüz internet bu kadar yaygın değildi. Eserleri slayttan değil gözümle görmek için bir seyahate karar verdim. İçinde Paris , İtalya, Yunanistan ve İstanbul olan bir seyahat planı yaptım. O zaman 21  yaşındaydım.

Geldiğimde çok şaşırdığımı belirtmeliyim. Avrupa’dan sonra İstanbul’da Asya havası hissettim. Ama Asya’dan sonra İstanbul’u gören Japonlar, burası için tam tersi “Avrupa havası yakalamış ülke” yorumunu yapıyorlardı. Oryantalist bir kişiliğim olduğu için İstanbul’da herkesin örtülü olduğu, çarşaflarla gezen insanlarla karşılaşacağımı düşündüm. Oysa çok modern bir kentle karşılaştım ve şaşırdım.

                İnsanların Japonya hakkında çok az bilgilerinin olduğunu gördüm. İlk geldiğimde en çok sorulan soru “Samuraylar şimdi nerde yaşıyor?” idi. Sorular karşısında çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Umarım şimdi böyle sorular sorulmaz… (Gülüşme) Avrupa’da da sorulan benzeri sıkıcı sorular karşısında kızdığımı hatırlıyorum. Ama ben de Türkiye’ye karşı aynı önyargı ile yaklaşmıyor muyum diye düşündüm. Sonra Türkiye hakkında tekrar düşünmeye başladım. Seyahatimin en son gününde Dolmabahçe Sarayı’nı ziyaret ettim. Buraya hem hayran kaldım, hem de biraz şaşırdım. Topkapı’nın geleneksel mimarisinden sonra neden Dolmabahçe’deki modern saray mimarisine geçiş yapıldığını merak ettim. Muhteşem Süleymaniye , Topkapı varken neden batı etkisinde kalınmış bir saray yapıldı? Bunun üzerine çok düşündüğümü söylemeliyim. İçimde üzüntü diye tanımlayabileceğim bir his kaldığını hatırlıyorum. Ben bu değişimi gerçekten anlayabilirsem, Japonya’yı da daha iyi anlayabilirim diye düşündüm.

                Bitirme tezi olarak Japonya’nın batılılaşması üzerine bir çalışmayı düşünüyordum. Japonya’nın bu dönemi, Osmanlıda Tanzimat Dönemine denk gelen bir dönemdi. Ben de her iki ülkenin benzeşen çalışmaları üzerine tez yazmaya karar verdim. Türkiye ile ilgili hikayem böyle başladı diyebiliriz.

 

Bu güzel etkinliğin gerçekleşmesinde Mimarlar Odasına Teşekkür ederiz.

Röportajın Tamamı Sakura Dergisi 3.Sayı ( 2018) sında bulabilirsiniz.

© Hiç birşekilde kopyalanamaz, izin alınmadan alıntı yapılamaz.