• " Uluyama Türk Japon Kültür Derneği "

Türkler nasıllar Tokyo Japon Türk Dostluk Derneğinin 1996 yıl 85 nolu dergisinden alınmıştır.

Türkler nasıllar Tokyo Japon Türk Dostluk Derneğinin 1996 yıl 85 nolu dergisinden alınmıştır.

  • 09 / TEMMUZ / 1996

"Türkler nasıllar?" Tokyo Japon Türk Dostluk Derneğinin 1996 yıl 85 nolu dergisinden alınmıştır.

"Türkler nasıllar?" Hepinizi saygı ile selamlarım. Ben size burada Türklerin "hümanist" yani "insancıl' ta­raf­larından bahsetmek istiyorum.

Türkiye'ye hiç gitmemiş olan dostlarım arka­daşlarım sık sık bana soruyorlar :

-Türkiye nasıl bir ülke? Türkler nasıllar?

"Türkiye nasıl bir ülke" sorusuna her zaman şöyle cevap veriyorum :

-Türkiye tabiatın çok cömert davrandığı bir bolluk ülkesi. Türkiye tarihin en eski çağ­la­rın­dan beri kesintisiz, üst üste yığılarak gü­nü­mü­ze kadar gelen değişik kültür ve kalıntıların en bol olduğu ülke...

"Türkler insan olarak nasıllar" sorusuna verdiğim yanıt ise şöyle oluyor :

-Türkler neşeli, sevgi dolu, sıcak kanlı insan­lar. Hatta Japonlardan daha çok sıcak kanlılar. Üstelik biz Japonları hem çok seviyorlar, hem de bize çok iyi davranıyorlar. Ben şimdiye ka­dar 4 defa Türkiye'ye seyahat ettim. Her zaman bana çok sıcak, candan ve samimi davrandılar. Orada bir çok arkadaşım oldu.

Arkadaşlarım beni başka arkadaşları ile, on­lar da beni yine başka dostlarıyla tanıştırdı; der­ken bir çok tanıdık edindim.

Çevrem genişledi. Ne zaman Japonya'ya dönme hazırlıklarına başlasam, herkes içtenlik­le bana şöyle diyordu :

-Yumi, bir daha ne zaman geliyorsun Türki­ye'ye? Bir dahaki gelişinde benim evimde kal, benim misafirim ol! Tamam mı?

Uzun zaman birbirini göremeyen ve tesa­dü­fen karşılaşan Türkler el sıkı­şı­yor­lar Kucak­la­şı­yorlar ve birbirlerini yanaklarından öpüyorlar... Bütün hayatı boyunca eğilerek ya da başını ha­fifçe öne eğerek selamlaşmaya alışmış Japonlar bu sahnelerle karşılaşınca şaşırıp kalıyorlar. Yalnız selamlaşma değil,Türklerin konuşma stilleri de ilginç.

El-kol hareketleri, gülmeler, kahkahalar, he­yecanlı hızlı hızlı konuşmalar... Karşısındaki insan söyleyeceklerini bitirmeden söze başla­malar... Sanki kavga ediyormuş gibi yüksek ses­­le yapılan ateşli konuşmalar..

Her şeyden önce Türkler misafirlerine çok ö­nem verirler. Bu, Japonların alışık olduğu mi­sa­firlik kavramından çok daha geniş kapsamlıdır. Türkiye'yi her ziyaret eden insan­lar bunu göz­lemleyecektir. Kısa seyaha­ti­nizde bir yerden ge­çerken, tesadüfen rast­la­dı­ğı­nız ayaküstü sohbet edip arkadaş olduğunuz insanlar bile, sanki kırk yıllık tanıdığınızmış gibi sizi evine çay iç­meye, yemek yemeğe davet edecektir. Ayrıca tanıştığınız insanın arka­daş­la­rı, akrabaları, yani sizi dolaylı olarak tanıyan insanlar dahi, size hürmet edecek ve sizi kendi­lerinden biri saya­caklardır.

Türk Irkında insanla insanın arasındaki me­safe çok kısadır. Hatta yoktur. Onun için in­san­lar çok kısa zamanda birbirine yakın­la­şır­lar. Örneğin ;Türk tanıdıklarımdan Ahmet bey bir gün bana şöyle dedi:

-Biz akrabalarımıza çok önem veririz. Bi­zim için önemli olan yalnız kendi ailemiz değil­dir. Dedemiz, ninemiz, teyzemiz, yeğe­ni­miz, kuzenimiz de kendi ailemizle eş­de­ğer­dedir.

Benim kendi bireysel gözlemlerime göre Komşuluk ilişkileri de akrabalık ilişkileri ka­dar değerlidir..Ayrıca ağabey, abla, amca , teyze , hala , yenge , enişte gibi akrabalık termino­loji­sine bir göz atacak olursak, çok ince farkların dahi ayrı bir kelime ile ifa­de­len­di­ril­di­ğini gö­re­biliriz. Bu da aile,akrabalık yapısının ve iliş­ki­le­ri­nin ne kadar sıcak ve samimi ol­du­ğunun bir göstergesi değil midir?

Hepinize saygılarımı sunarım.

Mimura YUMİ

(Tokyo Japon Türk Dostluk Derneği'nin 1996 yıl 85 nolu dergisinden alınmıştır. ) ( Yukarıdaki makale Tokyo Japon-Türk Dostluk Derneği ve Tokyo Türk Büyük­el­çiliğinin ortaklaşa organize etmiş olduğu Türkçe konuşma yarışması'ndan alınmıştır. )