Sayın Üstün Dökmenin Aikido Mizah benzerliği hakkındaki yazısı;
Gerçekten güzel bir kısım. Bizim çok hoşumuza gitti. Umarım sizlerin de hoşuna gider.Bu yazıyı bizlere gönderen değerli Ufuk arkadaşımıza teşekkür ederiz.
Aikido mizah benzerliği,
Bazı nükteler/fıkralar aikidoya benziyor bence. Şöyle ki:
Aikido sporunda / sanatında, bilgelik ve uyum vardır. Karşıdakinin gücünden yararlanarak ondan gelecek zararı önlemek söz konusudur. Rakibiniz size ne kadar hızlı saldırırsa, zarara uğrama riski o kadar fazla olacaktır; siz kenara çekilip onun hamlesini geçersiz kıldığınızda, sahip olduğu hız, yere çarpma hızını belirleyecektir. Bu açıdan baktığımızda aikido uzlaşarak dövüşmek anlamına gelir. Alışılmış kavgalar, dövüşler, genellikle bizi hedefimizden uzaklaştırır. Insan ilişkilerinde -mecazi anlamda- uzlaşarak dövüşmek, sizi hedefinizden mümkün olduğu kadar az uzaklaştıracaktır. Işte bize aikido sporunu hatırlatan birkaç nükte:
Bektaşi ile kabadayı
Dar bir yolda bektaşi ile kabadayı (şimdiki tabirle maganda) karşılaşırlar. Kabadayı iri cüssesiyle yolu kapatıp "ben ciğeri beş para etmez adamlara yol vermem!" der. Bektaşi ise "ben veririm." Diyerek kenara çekilir.
Imparator Augustus ve Benzeri
Imparator Augustus zamanında Yunanistan'dan Roma'ya giden bir genç, imparatora inanılmaz benzemekteymiş. Olay duyulmuş. Augustus genci huzuruna çağırmış, benzerliği görünce hayretler içinde gence " annen gençliğinde hiç Atina'dan Roma'ya geldi mi?" diye sormuş. Genç ise " hayır imparatorum, annem hiç gelmedi ama babam sık gelirdi." Diye cevaplamış. "kıssadan hisse, imparator olsanız bile iyi düşünmeden konuşmamalısınız.